WTA İstanbul - 1.Gün


WTA İstanbul’da dün açılış maçı ile beraber Sinan Erdem Spor Salonu devşirme tenis kortları ile Türk tenisine hizmet etmeye başladı.

Turnuvaya genel anlamda bakarsak, Türk spor tarihinin en başarılı organizasyonlarından biri olma yolunda ilerlemektedir. Birinci gün gördüğümüz tablo, gelecek maçların oldukça iyi olacağının sinyallerini verdi. İlk maçlar dünya genelinde bomboş tribünlere oynanırken ilk gün için fena sayılamayack cinsten tribünlerin doluluğu ve seyircinin yapmadan adil tutumu oldukça umut verici. Tabi ki de THY’de reklamlardan yüzüne ve ismine aşina olduğumuz Wozniacki ve tenisin dünya çapında popülarite yüzü sharapova'ya ekstra ilgi gösterilmesi çok normal, ancak sahaya çıkınca gerek Wozniacki karşısındaki Radwanska, gerekse de Sharapova karşısındaki Stosur tribünlerden hak ettikleri desteği aldılar.

Dediğim üzere yoğunluk ilk gün için memnuniyet verici idi, tribünler ilk maçtan sonra dolmaya başladı ancak bu kadar insanın geleceğini tahmin bile etmiyordu hiç kimse. Hatta organizatörler bile, zira başta salondaki büfeler başta olmak üzere birçok stand henüz 2. maçın ortasına gelinmeden yiyecek konusunda yetersizlik göstermeye başladı.

Alkışlar yerli yerindeydi. Arada bağırıp çağıranların çok azı Türktü, ya da çok iyi yabancı dil bilmekteydi.

Sahaya dönecek olursak; Petra Kvitova-Vera maçı inanılmaz başladı ve iki oyuncu da ilk üç oyun birbirlerinin servislerini kırdı. Ancak tecrübeli Petra ipleri eline almayı bildi ve müthiş vuruşlar yaparak Wimbledon şampiyonunun nasıl geldiğini bize anımsattı.

Günün ikinci maçında ise tenis adına göz dolduran bir oyun vardı. Wozniacki ve Radwanska   arasındaki maçta  rekabet  ve oyun zekası ön planda idi.  3 set süren maçta  Radwanska oyunu maçı hiç bırakmadı ve maçı kimin kazanacağını kestirmek çok güç oldu izleyeneler adına. Maçın ilk setinde Türk seyirciler Wozniacki’nin bu oyunla nasıl 1 numara olduğunu sorgulamaya başlamışken 2.setle beraber maç çok çekişmeli bir hale dönüştü. Sonuç olarak Wozniacki sahadan galibiyetle ayrılsa da alkışların en büyüğünü Radwanska aldı.

Günün hayal kırıklığı ise Maria Sharapova’dan geldi. Henüz maçın  ilk 16 dakikasında skoru 3-0’a getiren Stosur ilk seti 6-1 alırken, 2.sette rakibini düşürdüğü durumu kendisi düştü. Ancak Sharapova akıl almaz basit hatalar ve konsantrasyon sıkıntısı ile yakaladığı avantajdan faydalanamadı ve Stosur maç sayısını şahin göz ile aldı.

Organizasyondan genel olarak memnun kaldık. Her şey çok güzeldi.Umarım erkekleri de böyle kaliteli bir şekilde izleyebiliriz. Artık bir Federer, Djokovic, Nadal maçlarını canlı izlememiz imkansız değil  Eminim gelecek sene finallerin biletleri ilk günlerde, diğer maçlarda çok kısa sürede tükenir. Bu başarının arkasındaki herkese teşekkür ediyorum, boş kortlardan, boğaz köprüsü üzerinde tenis oynamalardan şimdi nerelere gelindi. Spor servisleri de zaten bunu yakında daha fazla ön plana çıkartacaktır diye düşünüyorum, neticede ilginin olduğu yerde rating var!

GÜNÜN EN'LERİ
  • EN İYİ MAÇ: WOZNİACKİ-RADWANSKA
  • EN KÖTÜ MAÇ: SHARAPOVA-STOSUR
  • EN ANTİPATİK: SASHA VUJACİC
  • EN ÇALIŞKANI: WOZNİACKİ
  • SEMPATİ ŞAMPİYONU:RADWANSKA
  • EN ANLAMLI HAREKET: TENİSÇİLRİN SİYAH KURDELE TAKMASI
  • SINIFTA KALANI: KESİNLİKLE BÜFELER

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Makedonya'dan Ekranlarımıza: Seyhan Şaşko

TENİSİN TARİHİ

Parkelerden kortlara bir Tufan...