Parkelerden kortlara bir Tufan...
Bazen hak edildiği kadar olmaz.. Olması için gereken her şey vardır, ama yine bir türlü rast gelmez.. Ve bu yüzden hak ettiğinizin azı ile yetinmek zorunda kalırsınız..
Tufan Ersöz de bu konsepte örnek olarak göstermek mümkün... Yetenekli basketbolcu ülkenin elit basketbolcular sınıfına girdi ve orayı hak ettiğini de sıkça gösterdi.. Ancak daha da ileriye gidecek hamleyi yapmasına sakatlıklar, şansızlıklar ve akla hayale bile gelmeyecek olaylar ket vurdu.. Şu anda ise basketbol sahalarından elde ettiği tecrübesini takımlarımızın lig ve Avrupa Kupası maçlarını izlerken sesine yansıtmaya devam ediyor..
Ancak Tufan Ersöz'ün bir başka tutkusu daha var: Tenis!
Biz de bunu öğrenir öğrenmez kendisi ile iletişime geçtik. O da sağ olsun bizi kırmadı ve çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
İyi okumalar....
* * *
- Tenise ne zaman başladınız?
Tenise 3 yıl önce başladım. Basketbolu bıraktıktan sonra beni tekrar spora bağlayacak bir şey aradım. Spor salonlarından sıkılmıştım ve yeni bir şeyler peşinde idim. Beni amatör de olsa tekrar rekabete sokacak, heyecanlandıracak bir şeyler arıyordum. Çok kişi bilmez ama bende zaten küçük yaşlardan beri tenis ilgisi vardır. Sıkı bir takipçisiyimdir. Bu noktada da benim için en verimli gözüken alternatif bu oldu ve kendimi buna odakladım. Ancak önümde bir engel vardı: Sakatlığım.. Buna rağmen konsantre oldum, denedim ve başardım. Şu an tabiri caizse veteran bir tenisçi oldum. Tenis başladığıma çok memnunum. Belirli bir seviyeye geldim ve gelişimimi sürdürüyorum. Top gidip geldikçe çok zevk almaya başladım ve gayet mutluyum..
- Tenis ve basketbol arasındaki kas grupları çok farklı.. Bu sizi nasıl etkiledi? Zorlandınız mı?
- Tenis ve basketbol arasındaki kas grupları çok farklı.. Bu sizi nasıl etkiledi? Zorlandınız mı?
Güzel soru. Açıkçası evet zorlandığım oldu, ama bu zorluk daha çok sakatlığımdan dolayı tetiklenmişti. Kas gruplarının farklı olanları da var, ortak olanlar da.. Ancak kas gruplarından ziyade kişinin kendi çalışmaları önemli.. Ben de çok çalışarak tenise kolay adapte oldum. Bunu partnerlerim de sürekli belirtirler. Neticede bir de olaya şu açıdan bakmak lazım; 33 yaşından sonra çıkıp Grand Slam oynayacak halim yok. Ama hayatımın sonuna kadar peşinde olabileceğim bir hobi, bir aşk kazandım.
- Peki tenis mi, basketbol mu desek?
- Peki tenis mi, basketbol mu desek?
Bunu yanlış kişiye sordun :) "Bir daha dünyaya gelsen hangi spor dalını seçersin?" dediklerinde hep "Basketbol" dedim.. Basketbolcu olduğumdan dolayı hiç bir zaman pişmanlık duymadım. Ama son 3 yıldır da tenis benim için öyle bir seviyeye geldi ki; bazen "Acaba tenisçi mi olsaydım? Olsam benden bir şeyler olur muydu?" demeden edemiyorum.. Yani %51-49 da olsa yine de basketbol derim..
- Türkiye'de tenis nasıl bir seviyede sizce?
- Türkiye'de tenis nasıl bir seviyede sizce?
Çok daha iyi olması gerekirken hak ettiği yerde değil.. Özelikle Ankara, İstanbul ve İzmir'de tesis ve hava şartları iyi olsa da oyuncu yetiştirme konusunda her branşta olduğu gibi çok sıkıntı çekiyoruz. Bu da birazcık altyapıdan dolayı. Bildiğim kadarı ile İpek Şenoğlu ve Marsel İlhan dışında Grand Slam'lerde ana tablo oynamış tenisçimiz yok. İpek Şenoğlu da çiftlerde oynadı.. Umarım önümüzdeki senelerde bu branşta Fransa gibi, İspanya gibi oluruz.. Ama samimi olmak gerekirse bunun da gerçekleşeceğini çok düşünmüyorum...
- Dünya üzerinde sadece bir Grand Slam finali izleme şansınız olsa bu hangisi olurdu? Kimler arasında olmasını isterdiniz?
- Dünya üzerinde sadece bir Grand Slam finali izleme şansınız olsa bu hangisi olurdu? Kimler arasında olmasını isterdiniz?
Kesinlikle Wimbledon olurdu. Çünkü gidip yerinden takip etme şansım oldu ve benim spor hayatımda gördüğüm en iyi, en sorunsuz, tıkır tıkır işleyen bir organizasyon oldu. Dünya tenis tarihindeki en eski organizasyon ve her sene kendini geliştiriyor. Bu açıdan tercihim Wimbledon olurdu.. Roger Federer ve Rafael Nadal arasında olsun isterdim.
- Kendinizi en çok hangi tenisçiye yakın hissediyorsunuz?
- Kendinizi en çok hangi tenisçiye yakın hissediyorsunuz?
Jo-Wilfried Tsonga'yı yakın buluyorum, çünkü vücudunda 11 operasyon var.. Bende ise bu sayı 7.. O da bütün bu sakatlıklara rağmen kendini bırakmamış ve ilk 10'da kalmayı başarmış.. Bir de duygusal bir tenisçi.. Ben de çok duygusalımdır.İkinci isim ise Federer'dir..
- Bir tenisçi ile karşılıklı oynama şansınız olsa bu kim olsun isterdiniz?
- Bir tenisçi ile karşılıklı oynama şansınız olsa bu kim olsun isterdiniz?
Tabi ki Roger Federer.. Ama heralde elim ayağıma dolaşırdı ve karşı tarafı izlemekten topa bile vuramazdım.
- 3 büyükler tenise girmeli mi?
Biz büyük bir spor ülkesi olma yolunda ilerliyoruz.. Ama şu da var ki bir Fransa kadar, bir Almanya kadar sektör doğru kişiler tarafından yönetilmiyor düzenli olarak.. Bu açıdan bence 3 büyükler kendi branşlarında kalsalar daha iyi..
- Wimbledon'u yerinde izlemek nasıl bir duygu?
Wimbledon çok ciddi bir organizasyon.. Merkez kortta maç izlemek için 24 saat önceden kuyruğa girmen gerekiyor neredeyse.. Satışa çıkın oran ise %25, çünkü diğer kısımlar önceden satılmış oluyor.. Bu %25'lik kısımdan faydalanabilmek için yaklaşık 24 saat çadırda kamp kuruluyor. Yani açıkçası Wimbledon sadece bir tenis organizasyonu değil. Orada bulunduğun sürece yaklaşık 5.000 kişilik bir çadır kampında insanlar 7'den 77'ye farklı ülke vatandaşı ile etkileşime giriyor, sosyalleşiyor. Aslında meblağlar sanıldığı kadar büyük de değil.. Çadır kampında kalıp ilk 1.000 kişinin arasına girerseniz merkez korta maç izlemeniz kesin. Orada 40 pound vererek (yaklaşık 120 TL) dünyanın en iyi tenisçilerini çıplak gözle izledim. Bu yüzden imkanı olan herkes kesinlikle bu tecrübeyi yaşamalı..
- 3 büyükler tenise girmeli mi?
Biz büyük bir spor ülkesi olma yolunda ilerliyoruz.. Ama şu da var ki bir Fransa kadar, bir Almanya kadar sektör doğru kişiler tarafından yönetilmiyor düzenli olarak.. Bu açıdan bence 3 büyükler kendi branşlarında kalsalar daha iyi..
- Wimbledon'u yerinde izlemek nasıl bir duygu?
Wimbledon çok ciddi bir organizasyon.. Merkez kortta maç izlemek için 24 saat önceden kuyruğa girmen gerekiyor neredeyse.. Satışa çıkın oran ise %25, çünkü diğer kısımlar önceden satılmış oluyor.. Bu %25'lik kısımdan faydalanabilmek için yaklaşık 24 saat çadırda kamp kuruluyor. Yani açıkçası Wimbledon sadece bir tenis organizasyonu değil. Orada bulunduğun sürece yaklaşık 5.000 kişilik bir çadır kampında insanlar 7'den 77'ye farklı ülke vatandaşı ile etkileşime giriyor, sosyalleşiyor. Aslında meblağlar sanıldığı kadar büyük de değil.. Çadır kampında kalıp ilk 1.000 kişinin arasına girerseniz merkez korta maç izlemeniz kesin. Orada 40 pound vererek (yaklaşık 120 TL) dünyanın en iyi tenisçilerini çıplak gözle izledim. Bu yüzden imkanı olan herkes kesinlikle bu tecrübeyi yaşamalı..
- Tenis söylendiği gibi zengin sporu mu sizce?
Evet, kesinlikle zengin sporu... Çünkü iyi bir seviyede oynarsanız, bunun ayakkabısı var, kordajı var.. Belli bir maddi seviyenin altında yapılacak bir spor değil maalesef.. Uygulanması için malzemeler idareli kullanılırsa yapılabilir belki.. Ama genel anlamda zengin sporu olduğunu da katılıyorum.
Evet, kesinlikle zengin sporu... Çünkü iyi bir seviyede oynarsanız, bunun ayakkabısı var, kordajı var.. Belli bir maddi seviyenin altında yapılacak bir spor değil maalesef.. Uygulanması için malzemeler idareli kullanılırsa yapılabilir belki.. Ama genel anlamda zengin sporu olduğunu da katılıyorum.
-Tenis severlere son bir mesajınız var mı?
Tenis bana çok şey öğretti. Federer'in bir lafı var çok sevdiğim: "Tenis hayatınıza doğru insanların girmesine yardımcı olur. Bu lafa %100 katılıyorum. Ben tenis sayesinde çok güzel insanlar tanıdım. Tenis severlere mesajım ise; tenis bir kilometre sporudur ve zamanla öğrenilir. O yüzden seven insanların bu sporu mutlaka yapmasını diliyorum.
Tenis bana çok şey öğretti. Federer'in bir lafı var çok sevdiğim: "Tenis hayatınıza doğru insanların girmesine yardımcı olur. Bu lafa %100 katılıyorum. Ben tenis sayesinde çok güzel insanlar tanıdım. Tenis severlere mesajım ise; tenis bir kilometre sporudur ve zamanla öğrenilir. O yüzden seven insanların bu sporu mutlaka yapmasını diliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder